Gençlik Üzerine Tartışmalar Etkinliğinin Yirminci Yılı Söyleşisi

Funda Akkapulu Merhaba. İstanbul Psikanaliz Derneği’nin etkinliklerinden Gençlik Üzerine Tartışmalar 20. Yılı tamamladı. Bu yirmi yılın hikayesini bize derneğin ve etkinliğin kurucusu Talat Parman aktaracak. Kendisine ilk olarak bu etkinlik düşüncesi nasıl filizlendiğini sormak istiyorum. Bize İPD çatısı altında gençlik üzerine çalışma olanağı sunacak bir etkinliğin başlangıç öyküsünü aktarır mısınız?

 

Talat Parman Gençlik Üzerine Tartışmalar, İstanbul Psikanaliz Derneği’nin İstanbul Psikanaliz Grubu’ndan devraldığı ikinci etkinliktir ve ilk kez 2000 yılında yapılmıştır. Birincisi bildiğiniz gibi Uluslararası İstanbul Psikanaliz Buluşmaları’dır.

Neden ergenlik-gençlik üzerine bir etkinlik? Bu biraz da benim mesleki öykümle bağlantılı. Şöyle açıklayayım: Fransa’daki uzmanlık eğitimim sırasında oradaki uzmanlık- asistanlık eğitimi sistemi gereği bir bölgenin asistanı olarak bölgeye bağlı hastanelerde her altı ayda bir (bir kere uzatma olanağıyla birlikte) başka hastane veya servise gitmek kuralına uygun olarak birçok hastane ve serviste çalıştım. Önce iki yıl Sainte Anne Hastanesi’nin servislerini dolaştıktan sonra çocuk psikiyatrisi çalışmamı Ville Evrard Hastanesi’nde otistik çocukların kabul edildiği bir gündüz hastanesinde yaptım. Daha sonra, biraz da rastlantıların sonucu olarak ergenlerin yatılı olarak kabul edildiği Clinique Dupré’ye geçtim. Daha önce burada çalışmış asistan meslektaşlarımın önerisiyle bu klinikte ve dolayısıyla ergenlerle çalışmaya başladım ve bu benim için bir dönüm noktası oldu.

Neden? Çünkü, Sainte Anne Hastanesi’nde erişkin kronik psikoz hastalarıyla çalışmıştım, Ville Evrard Hastanesi’nde de çocukluk çağı ağır otizm olgularıyla. Bu ağır patolojik çalışmalardan sonra ergenlerle çalışmak bana açıkçası çok daha “hareketli” ve hatta “eğlenceli” geldi. Burada da şüphesiz sık sık intihar girişiminde bulunan ağır depresyon olguları, ciddi anoreksi olguları vardı ama yine de yaşları ve patolojileri klinisyen olarak bana daha umutlu olma olanağını veriyordu. Bu klinikte ergen psikanalizi alanında çalışan önemli bir grup olan CILA (College International de Psychanalyse d’Adolescent- Uluslararası Ergen Psikanalizi Topluluğu) ile de ilk iletişimi kurmuş oldum; çünkü kliniğin başhekimi Patrice Huerre, CILA’nın önemli bir üyesiydi.       

Ergenlerle çalışmam böyle başladı. Daha sonra Philippe Jeammet’nin anoreksi tedavisi için uluslararası bir merkez olarak kabul edilen Institut Mutualiste Montsouris Hastanesi’nde altı ay çalıştım. Maurice Corcos da onun klinik şefiydi ve ayrıca Catherine Chabert’ı orada tanıdım.  Bu kişilerin hepsini daha sonra etkinliklerimiz için İstanbul’a davet ettik.

Bu çalışmalar benim mesleki yönelimimi belirledi ve Türkiye’ye dönerken hedeflerim arasında Türkiye’de psikanalizi kurumsallaştırmak yanında ergen psikanalizi alanında da öncü olmak vardı.  

1994’de Türkiye’ye döndüğümde İ.Ü. Çocuk Sağlığı Enstitüsü Adolesans Bilim Dalı’nda çalışmaya başladım ve hemen 1991 de kurulmuş olan Türkiye Çocuk ve Gençlik Psikiyatrisi Derneği ile iletişime geçtim. Füsun Çuhadaroğlu, rahmetli Selahattin Şenol, Neslihan Rugancı, Saynur Canat’tan ile birlikte dernek bünyesinde bir “Ergen Komisyonu” kurduk.

Mart 1995’de çalışmaya başlayan bu komisyon derneğin ilk komisyonuydu. Önce kuramsal klinik toplantılar düzenledik ve kısa süre içinde daha kapsamlı bir ergen etkinliği düzenlemek düşüncesi oluştu. 1996’da ilk Ergen Günleri’ni “Ergenlerde Beslenme ve Yeme Bozuklukları”, başlığıyla çalıştığım kurumda, Çapa’da gerçekleştirdik. Etkinliğin ikincisi 1997 de “Ergenlerde Cinsel Gelişim ve Sorunları” temasıyla Ankara’da yapıldı. Her iki etkinlikte yapılan konuşmalar kitaplaştırıldı ve dernek tarafından yayınlandı. Ancak bu etkinliği daha sonra “Ankaralı”larla sürdürmedim. Onların merkeziyetçi tutumu beni İstanbul Psikanaliz Grubu bünyesinde bir etkinlik düzenlemeye itti ve “Gençlik Üzerine Tartışmalar” etkinliği böylece ortaya çıktı. Gençlik sözcüğünü de ergene göre daha kapsamlı olduğu için yeğlemiştik. 

Bu etkinlik ilk kez 2000’de düzenlendi ve ele aldığımız ilk konu “Gençlik Hataları”ydı. Paris’te servisinde çalıştığım Profesör Philippe Jeammet “Ruhsal Gelişim Sürecinde Değerlerin Oluşumu” başlıklı bir konferans vermiş ve “hatalar” konusunun “gençlik” sorunsalıyla birlikte ele alınmasının ne denli uygun olduğunu belirtmişti.

Bu yıl da konuğumuz olan Meltem Ahıska, ilk etkinlikte de Tuna Erdem ile birlikte “Kuşaklar ve Hataları” başlıklı bir panelde konuşmuşlardı. Bengi Semerci, Murathan Mungan ile “Gençlik, Hatalar ve Yaratıcılık” üzerine bir söyleşi yapmış ve tiyatro eğitiminden gelen Murathan Mungan tüm tragedyaların bir hatayla başladığını söylemişti. İPG, İPD’ye dönüştükten sonra da bu etkinlik her yıl yapıldı.

2000 yılında benim de ergenlik üzerine ilk kitabımın, “Ergenlik ya da Merhaba Hüzün”ün de yayınlandığını eklemem gerek.

 

Funda Akkapulu “Gençlik” üzerine düşünmek, çalışmak için alan açmak ayrıca önemli diye düşünüyorum. İPD çatısı altında gençlik üzerine düşünülecek bir etkinliğin olmasının derneğe katkısı nedir? İPD’de neden bir “gençlik” etkinliği var?

 

Talat Parman Gençlik/ergenlik insan yaşamının çok önemli bir dönemi. Tarihsel gelişim içinde psikanalitik uygulamada önce erişkinlerle çalışmak söz konusu olmuş olsa da çok kısa sürede çocuk ve ergenlerle de çalışmak gerekliliği ortaya çıkmıştı. Bizler de ülkemizde psikanalizi kurumsallaştırırken çocuk ve ergenleri şüphesiz dışarıda bırakamazdık. Zaten gençlik etkinliğinden bir süre sonra Çocuk Psikanalizi Günleri de İPD etkinlikleri arasında yer aldı. Ayrıca derneğimiz bünyesinde de artık bir çocuk ve ergen psikanalizi formasyonu başlamaktadır.

Bu etkinliğin derneğimize katkıları neler? Bunları tek tek belirtmek istiyorum:

“Gençlik Üzerine Tartışmalar” öncelikle ergenlerle çalışan biz klinisyenler için önemli bir kuramsal-klinik referans oluşturdu. Çok önemli kuramcıları ve hemen her seferinde onlarla klinik olguları tartışarak ağırlamak olanağını bulduk.

Ayrıca psikanalitik çevrenin dışındaki ruh sağlığı çalışanlarıyla ve diğer meslektaşlarla, ayrıca özellikle okullarda çalışan rehber öğretmen, öğretmen ve okul yöneticileriyle buluşma olanağı da bulduk. Bu katılımcı çeşitliliği psikanalizin etki çevresinin genişlemesine yol açtı.

Konuşmacıların çeşitliliği etkinliklere katılanların insan bilimlerinin ve insan yaratıcılığının farklı alanlarına ilgi duymalarını sağladı. Çünkü bu etkinlikte diğer etkinliklerimize göre çok daha fazla edebiyat-felsefe-sosyoloji ve plastik sanatlardan konuk konuşmacı davet ettik. Öte yandan buna bağlı olarak bu alanlara ilgi duyanların da psikanalize yakınlaşmasını sağladık. Dinleyici kitlemiz genişledi ve boyutlandı.

Konuk ettiğimiz düşünür, bilim adamı ve yazarların listesi uzun; Meltem Ahıska, Tuna Erdem, Ali Akay, Emre Işık, Zeynep Sayın, Nazlı Ökten, Perihan Mağden, Ferhat Kentel, Sema Kaygusuz, Faruk Duman, Jale Parla, Bülent Somay, Besim Dellaloğlu, İsmail Güzelsoy, Meltem Gürle’yi sayabilirim. Mizahçı ve karikatürist Metin Üstündağ, plastik sanatçılar, İnci Eviner, Berkay Buğdanoğlu, Ergin Soyal da konuklarımız arasındaydı. Gösterimini yaptığımız ve tartıştığımız filmler de oldu: Truffaut “400. Dalga”, Gus Van Sant “Paranoid Park”, Sam Mendes “Amerikan Güzeli”. Konuk psikanalistler listesi ise hayli uzun: Ph. Jeammet, Ph. Gutton, Fr. Ladame, Ch. Chabert, D. Arnoux, J.J. Rassial, A.Birraux, ve CILA ekibi, A.Eiguer, Fr. Feder, M. Vincent, Fr. Richard, I. Bernateau, M. Corcos, E. Caule, Fr. Marty, T. Fruhauf, Fl. Houssier ve bu yıl S. Flanders.

               Bu etkinlik ayrıca İPD’de başka etkinliklerin doğmasına da yol açtı. Bu bağlamda yukarıda değindiğim 2004’de ilkini gerçekleştirdiğimiz “Çocuk Psikanalizi Günleri”ni ve 2008’den beri İstanbul Robert Lisesi ile birlikte sürdürdüğümüz “Okul ve Psikanaliz” etkinliklerini sayabilirim.

 

Funda Akkapulu  Öyle anlıyorum ki, bu etkinlik pek çok alanda da çeşitliliği mümkün kıldı. Sanırım bu çeşitliliği görebileceğimiz alan, yirmi yıl süresince etkinliğin ev sahipliği yaptığı konuklar ve konuşmalardan kaynağını alan yayınlar. Yanılmıyorsam bu etkinlik ardından yayın üretmesi açısından da son derece verimli bir etkinlik.  Bize biraz bunlarla ilgili biraz bilgi verebilir misiniz?

 

Talat Parman Öncelikle şunu belirtmek isterim, Gençlik Üzerine Tartışmalar etkinliği birçok meslektaşımızın ilk kez kürsüye çıkmalarını sağladı; konuşma ve olgu sunumları yaptılar. Ayrıca birçoğunun da ilk kez yayın yapmasını sağladı. Etkinlikteki konuşmaların bazıları, derneğimizin dergisi olarak tanımladığımız “Psikanaliz Yazıları”nda yayınlandı. Dahası derginin 29. sayısının dosyası da ergenliğe ayrılmıştı. Ayrıca bu etkinlikte yapılan konuşmalardan iki kitap çıktı. “Ergenlikte Değişim ve Erişkin Yaşama Geçiş” 2006 ve 2012 de yapılan iki etkinliğin konuşmalarını içermektedir. 2017 etkinliğinin konuşmaları da Funda Akkapulu’nun editörlüğünde “Hangi Otorite?” başlığı altında yayınlandı. Ayrıca bu yılki konuşmalar “Psikanaliz Yazıları”nın 2019 sonbahar sayısının “Bağımlılık” dosyasında yer alacaklar. Tüm bu yayınların Bağlam Yayınları’nca yapıldığını da eklemek gerek.

 

Funda Akkapulu  O zaman şimdi biraz da magazinsel bir soru, burada bizi dinleyenlerin de cevabını çok merak ettikleri bir konu hakkında: yirmi yıldır konular nasıl belirleniyor? Bir sonraki yılın ana başlığı nerede, nasıl filizleniyor?

 

Talat Parman İlk yıllarda bu ve diğer etkinliklerde ele alınacak konular ve çağrılacak konuklar, İPD’nin yönetim kurulunda tartışılır ve kararlaştırıldı. O dönem sayımız çok az olduğu için her etkinlik bir iki kişinin çabasıyla gerçekleşiyordu. Zamanla bu etkinliğin sorumlusu olarak benimle birlikte iki, üç kişinin de katılımıyla küçük bir düzenleme kurulu oluştu. Bu bağlamda rahmetli Burçin Alsancak ile de bu etkinlik için birkaç yıl birlikte çalışmıştık, onu da anmak isterim. Bu grup oluştuktan sonra etkinlikler sırasında konuşmacıların da katılımıyla gerçekleştirdiğimiz akşam yemeklerinde bir sonraki yılın konusu için “beyin fırtınası” yapmak ve konuyu belirlemek neredeyse bir gelenek halini aldı. Yani her etkinlik sırasında bir sonrakinin konusunu bir yemeğin dostluk ve neşe dolu havasında karar veriyorduk.

Böylece yıllar içinde Gençlik Üzerine Tartışmalar derneğimizin en önemli etkinliklerinden biri haline geldi. Ve şimdi görüyorum ki, yerleşti, benimsendi ve beğenildi. 2017 yılındaki etkinlikte fark ettim ki, etkinlik düzenleme kurulu benim girişimim olmadan her şeyi düzenlemişti. Üstelik etkinlik on sekiz yaşına da gelmişti! O nedenle düzenleme kurulundan çekildim. Son iki yıldır görevi devralanlar etkinliği başarıyla düzenliyorlar. Onlara bir kez daha teşekkür etmek isterim.

Yirmi yıllık sürece baktığımda seçilen konular hakkında şöyle bir saptama yapabilirim: Bu etkinliklerde ergen ruhsallığının da en önemli boyutları olan “romantik-realist-filozofik” uçlara gidip geldik. Hatalar, Sır/sınır olarak beden, Sıkıntı, Şiddet, Yas ve Aşk, Başkaldırı temaları bence “romantik” seçimlerdi. Aile, Dil, Narsisizm, Erişkin Yaşama Geçiş, Yaratıcılık, Korkular ve Cinsellik ise “realist”. Otorite ve bu yılki Bağımlılık da bence “Filozofik-felsefi” seçimlerdir. Belki bundan sonra da ergenliğin bu üç ucu arasında gelip giderek konu seçimleri yapabiliriz.

 

Funda Akkapulu  Ben İPD adına ve diğer tüm meslektaşlarım adına da bu kıymetli yirmi yıl için size teşekkürlerimi sunmak isterim. Arkasında büyük emek yatan bu etkinliğin uzun yıllar desteğinizle sürmesi eminim ki hepimizin temennisi. 

 

Talat Parman Ben de size hem bu söyleşi için hem de bu etkinliğin gerçekleştirilmesinde gösterdiğiniz kişisel çaba için teşekkür etmek isterim. Umarım hep “genç” kalır ve etkinliğin otuzuncu, kırkıncı, ellinci yıllarında da birlikte oluruz.